15 Mayıs 2012 Salı

İçimden İstanbul geçti...

Oldum olası sevmişimdir şehirler arası yolculukları. Sadece yaşadığın şehri değil tüm sıkıntılarını, mutsuzluklarını ve umutsuzluklarını da geride bırakırsın giderken. Birkaç gün de olsa iyi gelir kendi hayatından uzak kalmak, ruha da bedene de. Başka hayatlara misafir olursun kendi hayatını ardında bırakarak. Hele bir de sevdiğin bir şehre varacaksa bu yolculuğun sonu, keyfine doyum olmaz. 

Otobüs saatini beklerken fark ettim yalnızlığımı. Belki de büyümenin biraz da yalnızlık olduğunu. Uzun zamandır ne uğurlar birileri, ne de vardığım yerde karşılar beni. Yolculuklarda da tek başınayım, hayatta olduğum gibi... Büyümek güçlenmek demek, güçlenmek de yalnız olmak...

Gece yolculuklarında uyuyamam pek, ufacık bedenim sığmaz olur o koltuklara. Sevdiğim müziklerim eşlik eder yolculuklarıma. Cam kenarını tercih ederim genelde. Cam kenarı yalnızların koltuğudur. Başını yaslayacak bir omuz yoksa, en yakın omuzdan daha yakındır o cam sana. Kendi yansımanla göz göze gelirsin arada, izlersin yüzünü, yüzündeki ifadeleri. Çok şey anlatır da anlamak istemezsin, yumarsın gözlerini. Biraz anılarda yolculuk edersin, biraz da hayallere dalarsın.

Gitmeleri severim ama İstanbul'a gitmeyi ayrı bir severim. Pek çok Ankaralının aksine severim İstanbul'u. Karmaşasını, trafiğini, insanlarının kendi hallerinde oluşunu, Kız Kulesi'ni, Boğaz'ını, Adalar'ını, özgürlüğe kanat çırpan martılarını severim. Benim için, "şehirler midir insanları sevdiren yoksa insanlar mı şehirleri sevdirir?" sorusunun, cevabı olmayan tek şehirdir İstanbul. Denizinin karşısında saatlerce oturup seyretmeye doyamadığım, kalabalıklarının arasında dolaşıp yalnızlığımı unuttuğum, karmaşasına dalıp kendimden uzaklaştığım tek şehir...

Çocukluğumda tatil demekti İstanbul. Her yarıyıl tatilinde ve yaz tatillerinde İstanbul'da alırdık soluğu ablamla. Şişli sokakları ve sakinleri az çekmedi bizden. Nemli ve İstanbul kokulu evin, ahşap zemininden çıkan sesler hala kulaklarımda...

Aşık olduğum adamla birlikte aşk oldu İstanbul'un adı. Kollarını açıp beklerlerdi gelişimi. Doyamazdık birbirimizi sevmelere... Her geri dönüşte onlarda kalırdı yüreğim de aklım gibi ta ki bir daha ki kavuşma gününe kadar...

Şimdiyse dost olduk İstanbul'la. İçinde, her gördüğümde yüzümü güldüren, ortak kaygılarımızın, hayatlarımızın olduğu, birlikte keyifli zamanlara tanıklık ettiğimiz dostlarımı saklıyor. Kısıtlı zamanlarda kaçıyoruz birbirimize son zamanlarda, o yüzden de doyamıyoruz. Hoş geniş zamanlarda da buluştuk sıkça ama o da yetmedi hiç. Her gün konuşsak da ne sustuklarımız bitiyor ne de anlatacaklarımız...

İstanbul hep en az denizi kadar güzel zamanlar, güzel insanlar verdi bana. Bitmez bendeki bu İstanbul sevdası da özlemi de. Her dönüşten sonra bir müddet kendime gelemeyişim de bundandır. İçimden geçti mi İstanbul, bedenim sağlam ruhum paramparça...

4 yorum:

  1. İSTANBUL ... Keyf-i şehir ....

    YanıtlaSil
  2. Bu yazi beni bu kadar mi guzel anlatir..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yorumuzunu gördükten sonra yazımı bir kez daha okudum da gene gittim bir yerlere...
      Teşekkürler beğeniniz için...

      Sil