24 Mayıs 2012 Perşembe

Her dem taze piliç olan bodur ama anaç bir tavuğum ben...

Aslında kendimi bildim bileli böyleydim ben ama son yıllarda yaptığım işten olsa gerek biraz daha abarttım durumu galiba. Mesleğim yönetici asistanlığı. Şimdi "bildiğimiz sekreter" diyenleriniz olacaktır eminim ama ikisi arasında bir hayli fark var aslında. Eğer bir yönetici asistanıysanız, çalıştığınız yöneticinin her şeyi olursunuz. Hele bir de benim gibi detaycı biriyseniz, yaptığınız her şey bir süre sonra göreviniz haline gelir. Sizden istenenin fazlasını verirseniz birine o da hiç çekinmez hep daha fazlasını ister.

İş hayatımda da böyle bu özel hayatımda da. İnsanlara nasıl bir güven vermektir bu ben bile anlamış değilim :) Her şeyi bilen, çözen, yapan kız; Huysuz ve Tatlı Kız!

İş hayatı için "olması gereken bu" diyebiliyorum, yaptığın işi en iyi şekilde, en düzgün şekilde yapmak gerekliliğine inandığım için ama özel hayatımda ziyadesiyle sıkıldım ben bu durumdan. Hayır anlamadım ki acaba yaşım 37 olduğundan vücut annelik hormonu salgılıyor da bunu etrafımdakiler de mi anlıyor. Etrafımdakiler için yerine ve ihtiyacına göre bilinmeyen numaralar, eczacı ya da doktor, bankacı ya da finans danışmanı, emlakçı ve türbe olabiliyorum.

Şimdi sırf hatırımı sormak (hatır sormak hatırlarda kaldı belkide) için arayanlar da olmasına rağmen nedense çoğunluk ihtiyaçları dahilinde çalıyorlar kapımı. Günlerce aramayan adamlar bir sabah ansızın arayıp "çok hastayım, ölüyorum ne içeyim?" diyebiliyor. Dilimin ucuna kadar geliyor "sabahlara kadar kimle gezdiysen ona sor bana ne soruyorsun" demek ama ana yüreği işte, dayanamıyorum hemen bir reçete yazıveriyorum. Sonra da takip ediyorum nasıl olmuş, iyileşme var mı diye. Bir yerde otururuz 3-5 arkadaş, birinin ağrıyan yeri varsa gelir bana yanaşır. İlle ben ovup ilaç süreceğim. Neden yahu, ellerimde sihirli bir güç var da benim mi haberim yok? Bir kaç arkadaşım var ki hele dualarımın sihirli bir gücü olduğuna inanıyorlar sanırım. Önemli bir iş ya da sıkıntılı bir iş söz konusu olduğunda ilk beni ararlar dua edeyim diye. Tutuyormuş dualarım dediklerine göre. Artık nasıl bir görev bilinciyle, içten dua ediyorsam tutuyor demek ki :) Kiralık ev arıyorsa biri emlakçıya gidip uğraşmasına gerek yok, bana söylemesi kafi. Ben evi bulur, pazarlığını yapar, taşır, oturmaya hazır halde teslim ederim. 

Özellikle erkek arkadaşlar için hayat kurtarıcı olursun eğer anaç bir yapın varsa. O ister, düşler sen yaparsın. Hastalıklarına iyi gelir, sıkıntılarına çözüm olursun. Bir de övünerek anlatırlar arkadaşlarına "abi bu kız acayip bir şey, ne istesen söylesen anında hallediyor" diye. Ederim tabii, anaç bir tavuğum pardon salağım ben :) 

Arada dişiliğinin bile önüne geçiyor, o kadar berbat bir durum vallahi ama ne yaparsan yap gitmiyor arkadaş. İstesen de "bana ne yahu ne yaparsan yap" "bence bir doktora git" "bildiğim iyi bir emlakçı var seni onunla tanıştırayım" ya da sadece "bilmiyorum" bile diyemiyorsun. Özetle; her şeyi becerebilen sen; anaç bir kadın olmuşsan duyarsız bir kadın olmayı asla beceremiyorsun ve sadece kendine "geçmiş olsun" diyebiliyorsun...

7 yorum: