10 Aralık 2012 Pazartesi

Ruhumun "soğuk algınlığı"...

Üç gündür evdeydim havanın beni de çarpmış olması sebebiyle. Aslında tam da istediğim şeydi yatıp dinlenmek. Yorgundu bedenim çünkü ve bu hastalık da kaçınılmazdı. İlaçlarla ve vitaminlerle aram hiç iyi olmadı çocukluğumdan beri. Sevmiyorum ilaç almayı, ondan medet ummayı. Hayal meyal hatırlarım çocukken ateşler içinde yatıp da ilaç almayacağım diye inat ettiğim dünleri. Annem gece yarıları uykumun ortasında içirirdi ilaçları uyku halimden yararlanıp. 

O zaman da inatçıydım hala da inatçıyım. Bünyem güçlü olsun kendi kendine atlatsın istiyorum her hastalığı ve her zorluğu. Ben öğrendim de bedenim öğrenemedi bir türlü kendi kendini iyileştirmeyi. Ama öğrenecek o da destek almadan iyileşmeyi. Birilerine, bir şeylere bağımlı yaşamak işim kolay yanı. Zor olan "tek başına" kalmayı, "tek başına" yetmeyi öğrenmek, becerebilmek. Ben de kolay öğrenmedim tabii kendi kendine yetmeyi. Her yenilginin ve hayal kırıklığının ardından kalkıp yürümeye devam etmek sanıldığı kadar kolay değilmiş. Ama hayat ve insanlar öyle acımasız ki sendeleyerek de olsa öğretiyorlar sana yeniden yürümeyi. Bazen gözleri dönmüşcesine üst üste geliyorlar bir de hiç acımadan. "Bundan daha kötüsü, zoru olamaz" derken sen, öyle bir şey getiriyor ki önüne çaresiz onu da sırtlanıp devam ediyorsun düşe kalka yol almaya. Böyle böyle öğreniyorsun işte güçlü olmayı. 

Son 10 seneme bakıyorum da "hayat hiç torpil geçmemiş bana" diyorum. Allah sevdiği kulunu sınar derler ya anladım ben en çok beni seviyor. Sürekli bir sınanma durumundayım. Sabır dediğiniz şey bende oldukça fazla. Vardır bir sebebi diyorum tüm bu yaşadıklarımın, vardır ve bir gün mutlaka bir karşılığı da olacaktır. Bazen kendin seçiyorsun kaderini bazen de razı oluyorsun kaderine işte....

Güçlü olayım derken sen, bünyen yenik düşüyor en hafif bir soğuk algınlığına işte böyle. Sadece bedenin değil ruhun da yenik düşüyor arada "soğuk algınlığı"na. "Yeter" diyor "biraz dinlenmek istiyorum". Bedenimin yakalandığı soğuk algınlığı ilaçla 1 hafta ilaçsız 7 günde geçer de ruhumun "soğuk algınlığı" ne zaman geçer bilemiyorum...

Her hasta böyle midir bilmem ama ben hasta olunca yattığım yerde düşünür dururum bol bol. Düşünmek için epeydir bu kadar zamanım da olmamıştı belki onun da etkisi vardır. İşin yoğunluğundan kendimle baş başa kalmamıştım epeydir. Ruhumun "soğuk algınlığı" sebeplerini biliyorum en azından. Bazılarının kan bağları sebebiyle tamiri zor ne yazık ki. Diğerleri için de her zamanki gibi mücadeleye devam...

Bedeninizi ve yüreğinizi sıcak tutun ki benim gibi "soğuk algınlığı"na yakalanmayın ;)

4 yorum:

  1. Sanırım bizler ve bizim gibi olanalr ancak öteki dünyada rahat edecekler :((

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. O kadar da umutsuz değilim ben, sen de olma...
      Belki biraz gamsız olmak gerek şu hayatta. Hiçbir şey yapamıyorsak bunu öğrenebiliriz ;)

      Sil
  2. hıh bak bu çok doğru :)
    ama önceki postlarına bakarak söylüyorum sende pek gamsız sayılmazsın
    işi gücü hayatı hastalığı dahi kafaya takan birisimi bunu söylüyo :)

    birde daha sık postt gir yazılarını okumayı bloğunda vakit geçirmeyi seviyorum ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. haha iyi dedin ben kim gamsız olmak kim sadece denemeye değer diye düşünüyorum ;)
      ben de daha çok yazmak istiyorum ama işlerin yoğunluğundan pek zamanım olmuyor canım. Fırsat buldukça karalıyorum bir şeyler işte ;)
      Çok teşekkür ederim varlığın için :)

      Sil