27 Eylül 2012 Perşembe

İncelikler yüzünden...


Bir şarkı bu kadar mı işler insanın içine, aradan yıllar geçse de ezbere söyleyebilirim bunu ve içime işleyen diğer tüm şarkıları. İyi ki varlar ve iyi ki tercüman oluyorlar hislerime...
İlk buluşmamız 1998 yılının soğuk bir kış günüydü. O zamanlar şimdiki gibi ne akıllı telefonlar var ne de mp3 çalarlar. Hatta cep telefonları yeni yeni çıkıyordu piyasaya. Bir elimde wolkmanim ( cebime sığacak kadar küçük değildi ne yazık ki :) ), bir elimde bira şişesi Abant Gölü'nün etrafında yürürken bir taraftan da bağıra çağıra söylemiştim bu şarkıyı etraftakilerin tuhaf bakışları altında. 

Eskiden daha çok kaçardım bunaldığım zamanlarda. Şimdilerde pek kaçamıyorum ve kaçamadığımdan sıkışıp kalıyorum kendi içimde belki de. Ve haykıramadığımdan boğuluyorum iç sesimde belki de...

Şimdi toplantıya gitmeyi beklerken geldi aklıma bu şarkı ve içimden  "ben bu yüzden, incelikler yüzünden belki daha çok üzüldüm" diye haykırmaya başladım sessiz sessiz... 


"İncindim, incitildim derinden
Terk ettim kendimi
Tesadüfen karşılaştım içimde
Kendimle yeniden

Bir minicik kız çocugu bak
Duruyor orada hala
Anlatamam gördüklerimi
O neşeli çocuğa

Artık beni asla yaralayamaz
Hayat eğer istemezsem
Yilar beni kolay yakalayamaz
Ben durup beklemezsem

Siz yine de incelikli davranın
Benim kadar değilse de
Ben bu yüzden, incelikler yüzünden
Belki daha çok üzüldüm"


Hayat pek de nazik davranmıyor sanki artık... Hem hayat hem de insanlar harcıyor birbirlerini hiç düşünmeden, hiç acımadan... Herkes ben merkezli yaşadığından olsa gerek senin yaptığın inceliklerin ne bir önemi ne de bir değeri var artık...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder