24 Şubat 2012 Cuma

Her doğru her yerde söylenir!

Eskiden çok yakın olduğum bir kız arkadaşım hep şöyle kızardı bana; “ her doğru her yerde söylenmez, sus artık!”. Neymiş, çünkü herkes anlamazmış, çünkü yarın bir gün söylediklerimi bana karşı kullanırlarmış… Susar mıydım peki? Elbette hayır :) Ne o zaman bildim susmayı ne de şimdi. Yaşadıklarımı anlatmaktan hiç vazgeçmedim. Çünkü onlar, beni ben yapanlar. Hiçbirinden pişman değilim ki saklayayım ya da olmamış gibi davranayım. Ben istedim ve ben yaşadım ve hepsi için de iyi ki yaşamışım diyebiliyorum şükürler olsun ki. Hatalarımı da anlatabilirim, başarılarımı da. Hatta kendimle dalga bile geçebilirim. Çünkü ben kendimi olduğum gibi kabul ediyorum ve seviyorum. Çünkü ben böyle mutluyum…

Kimi zaman ağır gelirsin insanlara. Yüreğin ağır gelir, onlar için yaptıkların ağır gelir, yaşadıkların ağır gelir ve bu insanlar seni asla anlayamazlar da taşıyamazlar da. Yapabilecekleri tek şey arkalarına bile bakmadan uzaklaşmaktır. Ben de onlara güle güle der, güler geçerim ;)

Bazen dostlarımla konuşurken “acaba bundan mı kaybediyoruz” diye düşünürüz. Dürüst olduğu için, rol yapmayı bilmediği için, neyse o olduğu için kaybeder mi insan? Kimilerine göre evet. Kaybettiği nedir, kimdir peki? Seni, sen olduğun için sevmeyecek birine gerçekten ihtiyacın var mı? Bence yok ve bence kaybetmiyoruz, kazanıyoruz. Belki birilerini ya da bir şeyleri kaybetmişsin gibi görünüyor dışarıdan bakınca ama ben kazandığımı biliyorum. Yüreği yüreğime değen ve beni olduğum gibi görmeyi, sevmeyi başaranlar yanımda kalıp kazancım oldular, beceremeyenlerse silinip gittiler ve onlara ayırdığım zamanlarım da kazancım oldu. Şimdi o zamanları sevdiklerim için, sevdiğim şeyleri yapmak için kullanabiliyorum. Sonra, tecrübelerim oldu kocaman kocaman nereye sığdıracağımı bilemediğim :) Hatta zaman zaman fazla yer tutmasın, yenilerine yer açılsın diye eşe dosta dağıttığım şahane tecrübelerim :)

Ha bir de kocaman bir yüreğim var benim, aldığı onca darbeye rağmen hala herkese açık olan. Çünkü her insan bir şansı hak eder inancındayım hala. Ben ona yüreğimi açarım, gerisi ona kalmış. Değerlendirebilirse ne ala. Değerlendiremezse onun da yolu açık olsun der yoluma devam ederim.
  
O kız arkadaşımı dinleyip yaşadıklarımı ve kendimi anlatmaktan, ben buyum diye bağırmaktan vazgeçseydim böyle sahici ilişkilerim olur muydu acaba? Yanlarındayken mutlu olduğum, huzur bulduğum, rahat ettiğim, kendim olabildiğim ailem, dostlarım, sevgililerim olur muydu acaba?





7 yorum:

  1. kendine uzak olanlar, lütfen cok rica ediyorum nolursunuz uzak durun!! yoksa ustunuze beni salarım!!!

    YanıtlaSil
  2. Arkadaşınla konuşurken "acaba bundan mı kaybediyoruz" derken sonunda mutlu ve huzurlu olarak bağlanırsın. Acaba yazarken ara mı verdin? Yoksa kafa karışıklığı mı var? Mutlu ve huzurlu olanlar kazananların zaten hayat başka nedir ki? Ne için yaşanıyor ki?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Kafa karışıklığı yok Sevgili Kıdemli, içimdeki neyse yazıya dökülenler de onlar. Mutlu ve huzurlu olan herkes olduğu gibi görünenler mi sizce? Hayatlarını maskelerin ardında yaşayanlar ve bunu olması gerekenmiş gibi kabul edenler de mutlu ve huzurlu değiller midir?

      Sil
  3. Hayır bunu demek istemedim. Tabi ki maskeleri ile yaşayanlar var hemde cok. Ben yazinda bulunan kaybetmek terimi ile ilgili dedim. Kaybediyoruz demişsiniz ya o nedenle belirtmek istedim. Kaybetmek negatif bır olgu oldugundan sonu pozitif kapanması imkansız. Bende bır kaybedenim. Bır cok farklı konuda bır cok şeyi. Ve kaybedenler mutlu ve huzurlu olamazlar. Olmuşlarsa kaybederken kazanmış olmaları gerekir. O zaman da iyi analiz edememiş oluyoruz hayatimizi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben kaybettiğimi(zi) kabul etmiyorum dikkat ederseniz yazımda.

      Sil
  4. Tabi ki ama sanırım ben anlatamadım.

    YanıtlaSil